Harvard Üniversitesi mutlu ve mutsuz bireyleri birbirinden ayıran faktörlerin incelendiği bir araştırma yaptı.1938 yılında başlayan ve 80 yıl süren araştırmaya 721 aile katıldı. Mutluluğu sağlayan en önemli faktörün güçlü ilişkiler olduğu saptandı.
Harvard Üniversitesi 1938 yılında mutlu ve mutsuz bireyleri birbirlerinden ayıran faktörleri mercek altına aldı. 80 yıl süren araştırmaya 721 aile üyesi katıldı. On binlerce sayfalık raporda mutlu insanları mutsuzlardan ayırt eden temel farkın güçlü ilişkiler olduğu saptandı. Mutlu bireylerin, mutsuz olanlara göre daha iyi bir aile ve dostluk bağlarına sahip oldukları ortaya çıktı. Oregon Üniversitesi’nde yapılan araştırmanın bulguları ise sosyal medya kullanımının yüksek olduğu toplumlarda yalnızlığın daha yoğun yaşandığını gösteriyor. Facebook, Snapchat ve Instagram gibi sosyal medya platformlarını kullanma oranıyla, yalnızlık ve depresyon şikâyetlerinin doğru orantılı olduğunu da ortaya koyuyor.
Popüler kültür sadece mutsuzluğun neden olduğu acıyı hafifletiyor
Popüler kültürün mutsuzluğun verdiği acıyı hafifletecek reçeteler sunduğunu belirten Prof. Dr. Türker Baş, “Bu reçetelerin pek çoğu, bizleri kısır bir döngüye sokarak mutsuzluğa neden olan asıl sorunun daha da derinleşmesine yol açıyor. Özel hayatımızda da iş hayatımızda da mutluluğu arıyoruz. Harvard Üniversitesi’nde yapılan araştırmanın sonuçlarına göre mutluluğun sırrı, iyi bir aile ve sıkı dostluklardan geçiyor. Başarı, zenginlik, kariyer gibi faktörler de mutluluk açısından önemli. Ancak bunların gerçek mutluluğa dönüşebilmesi ve kalıcı olabilmesi için güçlü ilişkilere sahip olmamız gerekiyor. İster yüzlerce kişinin bağlı olduğu bir yönetici, isterse binlerce kişiye konser veren bir sanatçı olun, eğer başarınızı paylaşacak dostlarınız yoksa ve eve gittiğinizde yalnız uyuyor ve sabah kalktığınızda arayacak, konuşacak kimseyi bulamıyorsanız, bankadaki bol sıfırlı hesapların ya da yaşadığınız konforlu evin sizi mutlu etmeyeceğinden emin olabilirsiniz.” dedi.
Sosyal medyayla daha iyi iletişim kurulabilir yanılgısı yaşıyoruz
Başarıyı paylaşmanın önemine değinen Prof. Dr. Türker Baş’a göre yalnızlıktan kurtulmak için kullanılan sosyal medya tam tersine yalnızlığı artırıyor. Ayrıca depresyona da neden oluyor. Baş, “Günümüzde insanlar sosyal medyayı yalnızlıklarından kurtulmak için bir araç olarak görüyor. Ancak bu tercih, tam tersi bir etki yaratıyor. İstanbul Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, sosyal medya kullanımının giderek artan bir hızda bireyselliği, bencilliği ve yalnızlığı artırırken, hayat tatminini düşürdüğünü ortaya koyuyor. İnsanlar, sosyal medya sayesinde birbirleriyle daha iyi iletişim kurabilecekleri yanılgısı içindeler. Yalnızlık içinde kıvranan pek çok insan, çözümü sosyal medyada arıyor. Ancak çaba harcamadan kurulan dostlukların değeri harcanan çaba kadar oluyor. Ayrıca aşırı sosyal medya kullanımı sosyal ve psikolojik izolasyona götürüyor. Bu kişiler gerçek dostlarından uzaklaşıyor ve daha da yalnızlaşıyorlar.” açıklamasında bulundu.
Türkiye iş yerinde mutluluk sıralamasında 45 ülke arasında 41. sırada
Great Place to Work tarafından gerçekleştirilen “Türkiye’nin En İyi İşverenleri Benchmark Araştırması”na dikkat çeken Great Place to Work Türkiye Ülke Müdürü Eyüp Toprak, “Bu araştırmamıza göre, Türkiye iş yerinde mutluluk sıralamasında 45 ülke arasında 41. sırada. Mutsuzluğun Türkiye ekonomisine yıllık maliyetinin 60 Milyar TL’yi geçmiş durumda. Pek çok iş yerinde mutsuzluğun, stresin temel kaynağının inşa edilemeyen güven kültüründe olduğunu söyleyebiliriz. Güven ve mutluluk sadece fiziksel koşulların iyileştirilmesi, esnek çalışma, yan haklar gibi düzenlemelerle mümkün olmayabiliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Güven yoksa şirkete bağlılık da yok
Güven kültürünün kurumlara maliyetini de açıklayan Great Place to Work Türkiye Ülke Müdürü Eyüp Toprak, bu konuyla ilgili ise şunları söyledi: ”Yüksek güven kültürü, şirketlerin ekonomik performanslarını etkiliyor. Güven hissiyatı, karlılık ve rekabet gücünü artıran bir faktör. Araştırma, yüksek güven kültürüne sahip iş yerlerinin daha güçlü bir finansal performans sergilediklerini gösteriyor. Yaptığımız analizlerde, düşük güven düzeyindeki çalışanların yüzde 15’inin zamanlarını verimsiz kullandığını, yüzde 10’unun şirkete bağlı olmadığını ve yüzde 5’inin de uzun süre şirkette kalmak istemediklerini görüyoruz.”
Mutluluğun sırrı başarılı ilişkilerde
“Mutlu çalışan, mutlu işveren, mutlu toplum” mottosuyla “JoyologyTalks” platformunu kuran Prof. Dr. Türker Baş, iş dünyası, profesyoneller, akademisyenler dahil olmak üzere geniş ve renkli konuşmacılardan oluşan bir etkinlikle katılımcılarla kişisel hikayeleri, uygulama ve araştırma sonuçlarını paylaşmayı hedeflediklerini açıkladı. 4-6 Eylül 2019 tarihleri arasında Galatasaray Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek. Joy.ologyTalks, 30 panel, 2 atölye ve 1 eğitim programıyla gerçekleşecek. Joy.ologyTalks’da “İş Yerinde Mutluluğun Temelleri, Yaşam Kalitesi Odaklı Yönetim, Mutluluğun Varoluşçu Tanımı, Mutluluk ve Ölçümleme Metotları, Nörobilimsel Açıdan Mutluluğa Bakış, Mutlu Çocuklar Nasıl Yetiştirilir, Güven Kültürü, Yönetişim ve Liderlik, Mutluluğu Destekleyen Sistem, Süreç ve Uygulamalar” gibi farklı konular işlenecek.
Joy.ologyTalks hakkında:
Joy.ologyTalks iş dünyasından profesyoneller ile akademisyenlerin, kişisel hikâyelerini, bakış açılarını, güncel uygulama ve araştırma sonuçlarını paylaştıkları güçlü bir platform yaratmaktadır. Joy.ologyTalks’ta konuşmacılar, bilgi birikimlerinin özünü 18 dakika içerisinde katılımcılara paylaşırlar. Soru-cevap ve tartışma bölümleri, farklı salonlarda “break-out” şeklinde gerçekleştirilmektedir. |