YÖK’den üniversitelere 5 ana başlık, 45 göstergede karne
8 min readYÖK Başkanı Prof. Dr. Saraç, “YÖK’ün internet sitesinden her bir üniversitemize ait 2018 Yılı Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporlarını bugün itibarıyla kamuoyuna açtık.” dedi.
Selma Kasap,Ahmet Sertan Usul |26.09.2019
Ankara
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, YÖK’ün internet sitesinden 5 ana gösterge ve 45 alt gösterge doğrultusunda her bir üniversiteye ait 2018 Yılı Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporlarını bugün itibarıyla kamuoyuna açtıklarını bildirdi.
Saraç, YÖK’te düzenlenen bilgilendirme toplantısında, “2018-Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporu“nu açıkladı.
YÖK olarak üniversitelere ilişkin yıllık izleme ve değerlendirme raporları hazırlayacaklarını ve bunları kamuoyu ile paylaşacaklarını bir süre önce açıkladıklarını hatırlatan Saraç, bu sürecin tamamlandığını söyledi.
Üniversitelerin, ülkenin ileri düzey bilgi ve becerilere haiz insan kaynağını yetiştirerek, uluslararası rekabet gücünün artmasını sağlayan, yenilik, verimlilik, araştırma ve geliştirme çalışmalarını etkin bir biçimde yürüten, sosyal ve ekonomik sorunlarına ileri düzeyde çözümler üreten en önemli kurumlar olduğuna işaret eden Saraç, bu görevlerini başarıyla yerine getiren devlet-vakıf bütün üniversitelerinin, kamu imtiyaz ve kaynaklarından istifade ettiğini vurguladı. Saraç, bu nedenle üniversitelerin eğitim ve öğretim faaliyetleri dahil kuruluş amaçları doğrultusundaki bütün çalışmalarını şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri doğrultusunda yürütmesini ve kaynaklarını ülkenin kalkınması için etkin ve verimli bir biçimde kullanmasını sağlamanın kamu yönetiminin bir gereği olduğunu ifade etti.
Saraç, “Diğer yandan 8 milyona yaklaşan öğrenci sayısı ve 207 yükseköğretim kurumu ile sayısal olarak belirli bir düzeye ulaşan yükseköğretim sistemimiz, artık nitelik yani keyfiyet ve kalite üzerine odaklanmalıdır. Bunu sağlamanın en etkili araçlardan biri de üniversitedeki bütün süreçleri kapsayacak, gelişmiş bir izleme ve değerlendirme sistemidir.” dedi.
Bu arada, raporlarda, “eğitim ve öğretim” alanında ODTÜ, “araştırma, geliştirme, proje ve yayın” alanında Koç Üniversitesi, “topluma hizmet ve sosyal sorumluluk” kategorisinde ise Ankara Üniversitesi öne çıktı.
Bütün üniversitelerin belirledikleri farklı misyonlar doğrultusunda kendilerini geliştirme ve özgün çalışmalar ortaya koyma gayretinde olduklarının altını çizen Saraç, yürüttükleri çalışmaların ise sadece kendilerini değil bütün toplumu yakından ilgilendirdiğini anlattı.
Gayretlerin sonuçlarının ortaya konulmasının hem kamuoyu hem de üniversiteler için önemli olduğunu dile getiren Saraç, “Harcanan emek ve maliyetin sonucunda ortaya konan ürün ve hizmetlerin daha görünür hale gelmesi ve toplumun çeşitli kesimlerince değerlendirilebilmesi için birtakım göstergelere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda daha önce de kamuoyu ile paylaştığımız üzere, üniversitelerimizin değerlendirilmesi sürecini, hazırlanan üniversite yıllık izleme ve değerlendirme raporları ile başlatmış bulunuyoruz.” diye konuştu.
Üniversitelere 5 ana başlık, 45 göstergede karne
Saraç, başlangıç olarak, 5 ana başlıkta 45 göstergeye ait 2018 yılı verileri ile üniversitelerin izlenmesi ve değerlendirilmesinin yapıldığını bildirdi.
Hazırlanan raporlarda, üniversitelere ait verilerin, topluma açık, şeffaf ve nesnel bir şekilde beyan edildiğini aktaran Saraç, “Üniversitelerimizin çalışmalarını objektif ölçütlere göre değerlendirmek için eğitim ve öğretim; araştırma-geliştirme, proje ve yayın, uluslararasılaşma, bütçe ve finansman, topluma hizmet ve sosyal sorumluluk alanları olarak belirlendi.” bilgisini verdi.
Bu verilerin toplanması için üniversitelerin elektronik ortamda veri girişlerini yapacakları bir sistemin kurulduğunu belirten Saraç, “Oluşturduğumuz bu veri tabanı bizlere, üniversitelere ve kamuoyuna, üniversitelerimiz ile ilgili farklı açılardan analiz yapma fırsatı sunacak. Yükseköğretim sistemine ve her bir üniversiteye yönelik politikalar geliştirilirken bu veri tabanındaki verilerin önemli bir kaynak olacağına inanıyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
Üniversitelerin güçlü ve zayıf yönlerine ilişkin bilgiler sunulacak
Bu analizlerin aynı zamanda üniversitelerin temel fonksiyonlarını yerine getirirken hangi alanlarda güçlü veya zayıf olduklarına, hangi alanlarda potansiyel fırsat veya tehditlerinin bulunduğuna dair önemli bilgiler sunacağını ve üniversite yönetimlerinin karar alma süreçlerinde de önemli destek mekanizmalarından biri olacağını düşündüklerini aktaran Saraç, şöyle devam etti:
“Bu kapsamda, YÖK’ün internet sitesinden 5 ana gösterge ve 45 alt göstergeler doğrultusunda oluşturulmuş olan ve her bir üniversitemize ait 2018 Yılı Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporlarını bugün itibarıyla kamuoyuna açtık. Bu yıl 207 yükseköğretim kurumumuzdan 172 üniversitemizin 2018 yılına ait raporlarını yayınlıyoruz. 2018’de verileri henüz oluşmamış üniversitelerin bir başka ifadeyle yeni kurulan veya ayrılan üniversitelere ait raporları önümüzdeki yıldan itibaren yayımlanacak.”
“Amaç, üniversitelerin daha iyiye doğru gitmelerini desteklemek”
Raporla ilgili önemli bir hususa dikkati çekmek istediğini dile getiren Saraç, “Yayımlanan raporlar ile amacımız üniversiteleri iyi veya kötü olarak ayırmak ya da birini diğeriyle kıyaslamak değil. Asıl gayemiz, belirlenen kriterlere göre üniversitelerimizin gelişmeye açık yanlarını ortaya koymak ve her bir üniversitemizi kendi gelişme şartları içerisinde değerlendirerek daha iyiye doğru gitmelerini desteklemektir.” diye konuştu.
Her üniversitenin kendine özgü şartlar dahilinde faaliyetlerini sürdürdüğünün altını çizen Saraç, “Çok köklü bir üniversite ile daha kuruluş aşamalarını yeni tamamlamış olan bir üniversitenin aynı koşullar altında karşılaştırılması eşyanın tabiatına aykırıdır. Bu nedenle bütün üniversitelerin belirlenen 5 temel alanda da üst düzey performans sergilemesi elbette beklenmemektedir. Nihai hedefimiz, üniversitelerimizin bu 5 alanda belirli bir seviyeye ulaşmasını sağlamaktır.” dedi.
2018’e ait her bir üniversitenin izleme ve değerlendirme raporlarına Yükseköğretim Kurulunun ana sayfasından ulaşılabileceğini bildiren Saraç, öğrenciler, akademisyenler, üniversite yöneticileri ve diğer paydaşların üniversitelerinin 5 alanda ve 45 göstergeye ait sonuç raporunu görebileceklerini söyledi.
YÖK Başkanı Saraç, “Önemle belirtmek isterim ki Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporları ile amacımız sıralama yapmak değildir. Bu süreçte hedefimiz, öncelikle yıl esaslı olmak üzere üniversitelerin gelişimini ortaya koymaktır. Diğer bir ifade ile her bir üniversiteyi kendisiyle yarıştırma ve daimi tekamül, gelişim esaslı faaliyet yapmaya sevk etmektedir.” ifadelerini kullandı.
2018-Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporu’nun tamamına, https://www.yok.gov.tr/universiteler/2018-izleme-ve-degerlendirme-raporlari sayfasından erişilebilecek.
“Şeffaflık birçok sorunun çözümü”
Yekta Saraç, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.
Raporun her bir üniversiteyi bulunduğu düzeyden daha yukarıya çekmek için bilgi esaslı bir düzenleme içerdiğini dile getiren Saraç, şunları kaydetti:
“Dolayısıyla farklı yıllarda kurulan ve farklı kapasitelere ve imkanlara sahip, farklı zorluklarla karşılaşan üniversitelerimizi aynı potada değerlendirmeyi tercih etmedik. Raporlar incelendiğinde belli başlıklarda bazı üniversiteleri diğerlerine göre biraz daha öne çıkabilmekte ve bazıları en üstte yer alabilmektedir. Fakat sıralama için bunların her birinin ağırlıklandırılması ve kendi içerisinde tek bir kriter veya puan ile bir sıraya sokulması gerekir. Buradaki amacımız kesinlikle bu değildir. Üniversiteleri birbirleriyle değil, her üniversiteyi kendisiyle yarıştırmayı amaçlıyoruz. Burada başta rektörler olmak üzere yönetici kadroların da performanslarının ortaya konulmasını amaçlıyoruz.”
Rapora göre, üniversitelerin ne durumda olduğunun sorulması üzerine Saraç, eğitim öğretimle ilgili değerlendirmelerin bir, iki yılda fark edilemeyeceğini ifade etti.
Eğitim öğretimin iyiye gittiğinin ancak 4-5 yıl sonra fark edilebileceğini vurgulayan Saraç, “Türk yükseköğretim sistemi bu açıdan bakıldığında sağlam bir zeminde gelişmektedir.” değerlendirmesini yaptı.
Üniversite ve dünya sıralamalarının çok önemli olduğunu, ancak her şeyin akademik nitelik açısından başladığı ve bittiği noktalar olmadığını belirten Saraç, “Bu açıdan bakıldığında Türk yükseköğretim sisteminin sağlam zeminde gelişmeyi sürdürdüğünü ifade edebilirim.” dedi.
Saraç, son dönemde uygulamaya konulan çeşitlilik, ihtisaslaşma, araştırma odaklı üniversiteler gibi çalışmaların sonuç üretmesinin elbette belli bir vakit alacağını, ancak iyileştirme emarelerinin ortaya çıkmaya başladığını da vurguladı.
Türk yükseköğretim sisteminin, bir yıllık dönemde açık ve şeffaf şekilde alacakları birtakım kararlarla daha hızlı bir ivme kazanacağına inandığını dile getiren Saraç, “Biz, sadece şunu ifade etmek isteriz ki Türk yükseköğretim sistemini savruk ve mühmel bir tarzda yönetmiyoruz. Belli bir bilgi ve tecrübeye dayalı olarak yönetiyoruz.” diye konuştu.
Raporların, daha önceki YÖK ATLAS verileri gibi bilim adamları, sıralama yapanlar, sosyolojik tahlillerde bulunanlar, akademik ve bilimsel gelişmeleri izleyip makale haline getirecekler için hazır veri sunan çalışmalar olduğunu belirten Saraç, raporların yoğunlaştığı ortak yönleri ek bir raporla kamuoyuna kısa ve öz şekilde sunacaklarını da bildirdi.
Yükseköğretim sistemindeki olumsuzlukların bulunup bulunmadığının sorulması üzerine Saraç, şöyle konuştu:
“Yükseköğretim kurumlarımızın, sadece öğrenci alıp okutan ve mezun eden fonksiyonuyla algılanmasının son dönemde yaygınlaştığını görmek bizi üzüyor. Bununla ilgili etki düzeyi daha yüksek araştırma ve eğitim konusunda iyileştirmeye açık yönlerinin olduğunu ifade edebiliriz. Araştırma yönünün bazı üniversitelerde ihmal edildiği bu raporlarda ortaya çıkacak. Biz sistemde asıl düzeltici unsurun şeffaflık, hesap verebilirlik, verilerin açıkça ortaya konması olduğunu düşünüyoruz. Yapmak istediğimiz bu. Devlet ve vakıf üniversiteleri ile ilgili paylaştığımız değerlendirmelerin sistemde hissedilebilir iyileştirmelere katkı sağladığını görüyoruz. Örneğin geçen sene bazı üniversitelerin kütüphanelerindeki kitap sayısının çok düşük olduğunu ortaya koyduktan sonra vakıf üniversitelerimizdeki kitap sayısı bir yıl sonra birden arttı. Dolayısıyla şeffaflığın birçok sorunun çözümü olduğunu düşünüyoruz.”
Bu arada, raporlarda, “eğitim ve öğretim” alanında ODTÜ, “araştırma, geliştirme, proje ve yayın” alanında Koç Üniversitesi, “topluma hizmet ve sosyal sorumluluk” kategorisinde ise Ankara Üniversitesi öne çıktı.