Akdeniz Diyeti
3 min read02-06 Ekim tarihleri arasında Dalaman Sarıgerme’de yapılan ‘’Klinik Endokrinoloji ve Diyabet Kongresi’’nde, Akdeniz diyeti konusundaki panele konuşmacı olarak katılan Dr. Atilla Bektaş ve Dr. Metin Özata‘’ Akdeniz diyetinin hayatımızda neden olması gerektiği konusunda önemli bilgiler verdiler.
Konuya ilişkin olarak yazdıkları ‘’Yeni Akdeniz Kitabı’’nda da bu tip beslenmenin sağlık üzerine olan etkileri ayrıntılı olarak yer almaktadır.
Akdeniz havzasında yer alan ülkemizde, özellikle Ege ve Akdeniz kıyı şeridi Akdeniz tarzı beslenme için uygunluk taşımaktadır.
Bu habitatta yetişen ürünlere rahat ulaşabilmemiz nedeni ile Akdeniz diyetini takip etmemiz, uygulamamız kolaydır. Ege mutfağı Akdeniz diyetinin bileşenlerinin çoğunu içinde bulundurmakta, bize sağlıklı ve lezzetli seçenekler sunmaktadır.’’
Yüzlerce yıldan beri Akdeniz’de doğal uygulama alanı bulmuş olan Akdeniz diyeti masa başında oluşturulmuş bir ‘’formulasyon diyet’’ değildir.
Küreselleşme ne yazık ki bu coğrafyayı da etkilemektedir. Bu gün Kuzey Akdeniz ülkelerinde Akdeniz diyeti yerine; şekerli/gazlı içeceklere,fazla miktarda doymuş yağ içeren hayvansal gıdalara, tatlılara, rafine unlu mamullere, tuzlu atıştırmalıklar ve işlenmiş gıdalar ile tekrar tekrar ısıtılıp servis edilen yiyeceklere geçiş görülmektedir. Bu tip ‘Batı tipi beslenme’’ şekline geçiş, beraberinde obezite ve gıdalara bağlı kronik hastalıklarda artışa (kalp-damar, diyabet, nörolojik hastalıklar vb) neden olmaktadır.
Akdeniz diyeti konsepti ailece ve arkadaşlarla oturulan yemek masaları, düzenli spor aktivitelerini de kapsayan; sosyalleşmede rol oynayan bir diyettir.
Akdeniz diyeti aynı zamanda çevrecidir. Taze meyve sebze kullanıldığı için, paket, kutu konserve, plastik gibi ambalaj malzemeleri ile çevreyi kirletmez.
Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi FDA raporuna göre, Dünyadaki 10 ölüm nedeninin 6 sın da gıda, beslenme ve yaşam tarzı önemli rol oynamaktadır.
Yapılan bilimsel çalışmalar, Akdeniz Diyeti’nin kişide sağlıklı olma halini artırdığını, özellikle fazla kilo, tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı gibi kalp-damar hastalığına neden olan risk faktörlerini ile birçok kanser türleri ve bu hastalıklara bağlı ölümleri azalttığını göstermektedir.
Geleneksel Akdeniz diyetinde neler var?
Her gün: Meyve, sebze, tam tahıl, bakliyat, sert kabuklu kuruyemiş, zeytin ve zeytinyağı.
–Haftada 2 ila 4 kez: Süt ve süt ürünleri (bebekler ve gelişme çağındaki çocuklar, gebeler, yaşlılar süt ve süt ürünlerini her gün tüketmelidir.)
-Balık ve deniz ürünleri (karides, istiridye vb), beyaz et, yumurta.
-Haftada 1 az miktarda kırmızı et.
-Çok az miktarda tatlı.
-Ölçülü miktarda kırmızı şarap tüketimine izin verilmektedir. Dileyen bunun yerine siyah üzüm, yiyerek de bu faydayı sağlayabilir.
Akdeniz beslenme tarzı epigenetik mekanizmalar yolu ile genlerimizin sağlıklı olmasını sağlayarak; kronik hastalıklara ve kansere yakalanmamızı önlemektedir.
Bu beslenme “Akılcı (İntelligent) Diyet” ya da ‘’Kendini Besle Tailor Made’’ beslenme kavramlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Akdeniz diyetinde kişi kendi damak zevki uygun, mevsimine göre taze meyve ve sebze seçerek beslenme şeklini oluşturmaktadır. Besinler işlenmemiş, doğal halleriyle, uygun pişirme yöntemleriyle tazeliğini kaybetmeden tüketilmelidir.
Not:Fast food, kırmızı ve işlenmiş et, kızarmış patates, önceden pişirilmiş yiyecek alımı, enerji içecekler, tatlılar vb içeren Batı diyet paterni (‘’Western Diet’’)
Yazan
Prof.Dr. Metin Özata İç Hastalıkları ve Endokrinoloji Uzmanı Dr. Atilla Bektaş İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı