15 November 2024

"Global Düşün, Yerel Uygula"

Ekonomi Reform Paketi açıklandı

23 min read

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan merakla beklenen Ekonomi Reform Paketi’ni açıkladı. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde, Ekonomi Reformları Tanıtım Toplantısı’na katıldı.

Vergi sisteminden bankacılığa, sigortadan sosyal yardımlara, istihdamdan kamu bürokrasisine kadar birçok başlıkta değişiklikler ve yenilikler ön gören ekonomi reform paketini Cumhurbaşkanı Erdoğan anlattı:

Bu programın hazırlıklarını geçtiğimiz yılın kasım ayından beri yürütüyoruz Çalışmamızın özünde ekonomiyi yatırım üretim temelinde büyütme amacı taşıyoruz.

Verimlilik artışı sağlayarak potansiyel büyümemizi artıracağız. Ekonomimizi daha da güçlendirerek ithal girdi kullanımını azaltmış katma değerli üretim ile ihracatta yeni rekorlar kıran yerli ve milli bir ekonomi hedefliyoruz.

“ÖZEL SEKTÖRÜ DİNLEDİK”

Arkadaşlarımız özel sektör temsilcileri sivil toplum kuruluşları ile bir araya gelerek tüm talepleri ve teklifleri dinledik.

Sık sık ekibimle heyetimle bir araya geldim ve değerlendirmeleri bu şekilde yaparak son şeklini verdik.

Toplantının akabinde sizlere kitapçıklar dağıtacağız ayrıca ülkemizdeki büyükelçileri uluslararası camiaya da yine dağıtacağımız kitapçıklarımız var.

Ardından bakanlıklarımız ve partimizin ilgili birimleri ile tüm bu başlıklar masaya yatırıldı etkili ve kalıcı çözüm yolları açık yüreklilikle tartışıldı.

Biz de bu sürecin başından itibaren takip ettik yönlendirdik nihai şekli ve toplantımızın İstiklal Marşımızın kabulünün 100. yılına denk gelmiş olması da ayrı bir gurur vesilesidir.

“İSTİHSAL, İSTİKLAL, İSTİKBAL” 

Türkiye’nin bu üç kelimenin altını özellikle çiziyorum… Türkiye’nin istihsal mücadelesini istiklal ve istikbal mücadelesi kadar önemli görüyoruz.

İşte bu anlayışta tam da İstiklal Marşımıza yakışır şekilde ve aynı ruhla yaşadığımız devrin ihtiyaçlarına göre şekillendirdiğimiz yeni yol haritasını milletimizle paylaşıyoruz.https://d19e11eca227e40ed2f3031c397c3e31.safeframe.googlesyndication.com/safeframe/1-0-38/html/container.html

İnşallah bu yol haritasını milletimizle kurumlarımızda iç dünyamızda tüm paydaşlar hep birlikte hayata geçiriceğiz Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için herhalde gece gündüz çalışarak hedeflerimize mutlaka ulaşacağız.

Allah’ın yardımı milletimizin desteğiyle o günlerin çok yakın olduğunu yürekten inanıyoruz. Aziz milletim yakın tarihe baktığımızda ülkelerin ekonomilerinin en çok siyasi istikrarsızlıklardan ve güven ikliminin bozulmasından etkilendiğini görüyoruz.

İki kavram çok çok önemli istikrardır ve güven biz de bu tespitten hareketle 2002 yılında ülkenin yönetimini devre aldığımızdan beri Türkiye’yi istikrar ve güven esasına göre geliştirmenin büyütmenin güçlendirme neyin mücadelesini veriyoruz. Türkiye uzunca bir dönem koalisyonların yol açtığı istikrarsızlıkların terör ve kaos ortamının tetikledi güvensizlik ikliminin ağır bedellerini ödemiştir.

Bu tablo ülkemizin uluslararası siyasi ekonomik sosyal krizlere de hazırlıksız yakalanmasına yol açmıştır. Tek başımıza iktidarda bulunduğumuz hükümetlerimiz döneminde de bu sıkıntıyı hep gördüğümüz için sürekli tetikte olduk.

Dirayetli yönetimimizde 2009 küresel krizi gibi 2013 sonrasındaki pek çok siyasi sosyal ekonomik bütün bu sarsıntıları başarıyla göğüslemeyi ve ülkemizi 2023 hedeflerinin rotasında tutmayı başardık.

YENİ SİSTEM

Ülkemizin yönetim sistemini değiştirme talebimizin gelişimdeki en önemli sebep eski yönetim sisteminin kırılganlıklarının yol açtığı tehlikeleri yakından görmüş olmamızdır. Hamdolsun Cumhur İttifakı’nın anlayış birliği ve milletimin desteğiyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçerek Türkiye’yi bu kırılgan siyasi iklimden kalıcı olarak kurtardık.

Artık bu ülkede hiç kimse, hiçbir kesim, hiçbir odak millete rağmen devleti ve toplumu yönetme hevesine kapılamayacaktır.

Milletin yarısından fazlasının desteğini alarak göreve gelen hiçbir yöneticinin de ülkenin çıkarlarına aykırı hareket etme insanlarımızı herhangi bir sebeple ayrıştırma dışlama şansı yoktur. Bir başka ifadeyle demokratik ve ekonomik kalkınmanın temel şartlarından biri olan siyasi istikrarı kurumsallaştırdık.

Bu aynı zamanda güven ikliminin tesisini de kolaylaştıran bir adım olmuştur. Türkiye bölgesel ve küresel krize rağmen gücünü koruyor.

Hedeflerine yürümeyi sürdürebiliyorsa işte bu sayede yeni yönetim sistemimizin gerektiğinde geliştirilmek suretiyle asırlar boyunca ülkemizde istikrar ve güven ikliminin teminat olacağına inanıyoruz.

İnşallah yeni ve sivil Anayasa ile birlikte bu yönde ihtiyaç duyulan bazı adımları atacağız. Dünyanın tamamı ile birlikte ülkemizi de etkileyen corona virüsü salgını hem 18 yılda ülkemizde kurduğumuz güçlü altyapının hem de yeni yönetim sistemimizin bir sınamasına dönüşmüştür.

Hamdolsun sağlıktan üretime, güvenlikten sosyal dayanışmaya kadar her alanda bu sınavı başarıyla… Evet elbette sıkıntılar yaşadık yaşıyoruz ama bunların hiçbiri de üstesinden gelinemeyecek bir hususlar değildir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki tabloya baktığımızda Türkiye’nin bu kriz sürecinde olumlu yönde nasıl ayrıştığını daha iyi görebiliyoruz.

Mesela 2020 yılında, dünya ekonomisi yüzde 3.5 küçüldü, küresel ticaret yüzde 10’a yakın daraldı, uluslararası doğrudan yatırımlar yüzde 42 azaldı, küresel borç toplamı 282 trilyon dolara ulaşarak tarihin en yüksek seviyesini gördü. Gıda fiyatları dünya çapında son 6 buçuk yılın metal fiyatları ise son 9 buçuk yılın rekorunu kırdı.

Salgının yıkıcı etkileri henüz sona ermediği gibi her geçen gün yeni tehditler ortaya çıkıyor. Aşı ve ilaç alanındaki gelişmeler elbette umutlar artıyor bununla birlikte 100’ün üzerinde ülkenin hala aşıya erişememiş olmasını dünyadaki eşitsizliğin ve adaletsizliğin çarpıcı bir örneği olarak hafızalarımıza nakşediyoruz.

“85 YOKSUL ÜLKE AŞIYA ULAŞAMAYACAK”

Üstelik yapılan analizler 2023 yılına kadar dahi 85 yoksul ülkenin aşıya ulaşamayacağını işaret ediyor. Halbuki aşı ve ilaç adil bir şekilde tüm ülkelerin kullanımını açılmadıkça dünyanın zenginleri de huzur bulamayacak. Büyük ekonomilerin istikrar kazanamayacağı ortadadır.

Türkiye salgın sonrası özellikle bu dönemin ekonomik yapılanmasına uygun şekilde sürdürülebilir güçlü ve kaliteli bir büyümeyi mutlaka ama mutlaka yakalayacaktır. Büyümenin toplumun her kesimine refahını artıracak istikamette gerçekleşmesi olmazsa olmazımızdır.

Bu süreçte, tüm politikalarımızı ekonomik istikrarlı güçlendirecek verimliliği temel olan rekabetçi yatırımları üretimi destekleyecek şeffaf ve öngörülebilir bir yönetim anlayışıyla hayata geçiriyoruz.

“REFORMLARIN OMURGASI YAPISAL POLİTİKALAR” 

Aziz milletim güçlü sağlam ver türlü şoklara karşı dirençli bir ekonomiye giden yol makroekonomik istikrarın tesisinden ve devamlılığından geçiyor.

Bu sebeple açıklayacağımız reformların omurgasını makro ekonomik ve yapısal politikalar oluşturuyor.

Makroekonomik istikrar kapsamında kamu maliyesi enflasyon finansal sektör cari açık istihdam alanlarına odaklandık.

“İLK REFORM DAHA GÜÇLÜ KAMU MALİYESİ” 

Yapısal politikalar tarafında ise kurumsal yapının güçlendirilmesi, yatırımların teşvik edilmesi, iç ticaretin kolaylaştırılması, rekabet politikaları, piyasa gözetimi ve denetimini reform kapsamımızda aldık.

İlk reform alanımız risklere karşı daha güçlü bir kamu maliyesi yapısını oluşturmak olacaktır.

Son 18 yıldır hep olduğu gibi önümüzdeki dönemde de güven ve istikrara dayalı mali disiplinin en temel önceliğimiz olacak.

“YATIRIM, İSTİHDAM, ÜRETİM, İHRACAT” 

İkide bir fiyat istikrarı, fiyat istikrarı diyorlar ya… Biz onu atıp kenara koydum şimdi yeni dönem az önce anlattığım gibi aslında dört temelin üzerinde bina edilecek.

Yatırım, istihdam,  üretim, ihracat…

Bu amaçla harcama disiplini kamu borç yönetimi vergi düzenlemeleri kamu alım ihaleleri kamu özel işbirlikleri ve kamu iktisadi teşebbüsleri gibi hususları kapsayan yeni politikaları şimdi bu dönemde hayata geçiriyoruz.

“ÖNCELİK BÜTÇE POLİTİKALARINDA”

Harcama konusunda önceliği vatandaşa hizmet etmenin en önemli aracı olan bütçe politikalarına veriyoruz.

Meclisin bütçe hakkının kapsamını genişletirken şeffaflık ve hesap verebilirliğini arttırıyor bunun için iki önemli politika değişikliğine gidiyoruz. İlk olarak döner sermayeleri gözden geçiriyor verimli olmayanları kapatıyor ve diğerlerini de kademeli şekilde merkezi yönetim bütçesine dolayısıyla meclis denetimi kapsamına alıyoruz.

İkinci olarak bütçe dışında gerçekleştirilen özel hesap uygulamalarını acil ve zorunlu olanlarla sınırlandırarak bu kriterleri karşılamıyor olanları yine kademeli olarak kaldırıyoruz. Böylece bütçede birlik ilkesini güçlendirmiş oluyoruz.

İsrafa kesinlikle tahammülümüz olmadığı için kamu idarelerinde tasarruf anlayışını yaygınlaştıracak önemli düzenlemeleri hayata geçiriyoruz.

“TAŞIT ALIMLARINDA SINIRLAMA” 

Kamuda taşıt alımı ve kiralanması temsil ve ağırlama gibi harcama alanlarını sınırlamalar getiriyor bunların ayrıntılarını kamuoyuna duyuracak ve takibini de yakında yapacağız.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bir gereği olarak kamu kurumlarının teşkilatlanmasını yönetim verimliliği ve etkinliği ilkeleri çerçevesinde güçlendiriyor kamu personeli ile ilgili iş ve işlemlerin idare tarafından yürütülmesini sağlıyoruz.

Kamu idaresinin bir bütün olduğu anlayışıyla merkezi yönetimin yanı sıra yerel yönetimlerle de tasarrufçu bir bakış açısının oluşmasını hedefliyoruz.

Mali idarelerde mali disipline güçlendirecek ve borç stokunun artmasını önleyecek düzenlemeler yapıyoruz. Buradan sağlanacak kapasite artışı ile merkezi yönetim üzerindeki finansal yükünü de hafifiletmiş olacağız.

“BÜTÜNLEŞİK SOSYAL YARDIM BİLGİ SİSTEMİ” 

En temel hassasiyetlerimizden birisi de devletimizin sunduğu sosyal yardımları ihtiyaç sahibi ailelere ulaşmasında en ufak bir adaletsizliğin yaşanmaması… Bunun için merkezi ve yerel yönetimlerin sosyal yardımı birimlerini bütünleşik sosyal yardım bilgi sistemine entegre ederek veri paylaşımını sağlıyoruz.

Şeffaflığı artırmak gayesiyle bütçe sonuçlarını politika gelişmelerini ve hedeflerimizi üç ayda bir kamu maliyesi raporu ile milletimizle paylaşıyoruz.

Halkımızın ödevi her bir kuruş verginin nerelere harcandığını çok daha net görebilmesi için maliye politika uygulamalarını yakından takip edebilmesini temin ediyoruz.

Bugünlerde pek çok ülke milli gelirinin katbekat üzerinde çıkan borçlarının sıkıntısıyla uğraşıyor. Türkiye’nin kamu borcunun milli gelirine oranı ise yüzde 41 seviyesindedir. Buna karşılık Avrupa Birliği ülkelerinin borçluluk ortalaması ne biliyor musunuz yüzde 90’a yakın.

“DÖVİZ CİNSİ BORÇLARIN PAYINI DÜŞÜRÜYORUZ” 

Yıllardır uyguladığımız mali disiplin geleneği sayesinde güçlü bir borç yönetimi çerçevesine sahip borç yönetimini bütçe finansmanı için borçlanmanın yanında borç stokunun yapısını da idare et ve yaklaşımı ile yürütüyoruz.

Bu çerçevede borç stokunun dış şoklara karşı duyarlılığını azaltabilmek için döviz cinsi borçların toplam borç stoku içerisindeki payını düşürüyoruz.

Ağırlıklı olarak kendi paramız da borçlanacak, Türk Lirası cinsi senetleri kullanacağız borçlanmanın ortalama vadesini piyasa şartları ile uyumlu olarak artırıyoruz.

Hazine nakit yönetimini de daha güçlü hale getiriyor bunun için Hazine’nin kullanımı dışında kalan kurumların hesabını tek Hazine kurumlar hesabı sisteminde toplayarak nakit yönetiminde verimliliği sağlıyoruz. Ülkemizin riski pirimini düşünerek borçlanma maliyetlerimizi aşağıya çekecek politikaları tahkim ediyor ama maliyesinin gelir tarafını oluşturan vergi politikalarını hep sadeleştiriyor hem de öngörülebilirliği artıran adımlar atıyoruz.

‘850 BİN ESNAF GELİR VERGİSİNDEN MUAF’ 

Esnaf kardeşlerime buradan güzel bir müjde vermek istiyorum salgın döneminde esnafımızın ne gibi zorluklarla mücadele ettiğini biliyor reform paketimizde dar gelirli küçük esnafımıza yönelik bir vergi muafiyeti de yer alıyor.

Basit usulde vergilendirilen kuaför, tesisatçı, tuhafiyeci, marangoz, tornacı, çay ocağı  işletmecisi, terzi ve tamirci gibi yaklaşık 850 bin esnafımızı gelir vergisinden muaf tutuyor beyan yükümlülüklerini de kaldırıyoruz.

Kapsama giren esnafımızı çok ciddi olarak rahat katacağına inandığım bu kararın şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.

Vergi Usul Kanunu’nun kayıt dışılığı azaltacak ve vergiye uyumu teşvik edecek şekilde güncelliyoruz güncelleme sonrasında mükelleflerimizin noter tasdiki muhafaza ve bildirim gibi yükümlülükleri önemli ölçüde hafif iletilmiş olacaktır.

Vergi cezalarında uzlaşma kapsamını genişletiyoruz. Elektronik defter ve elektronik belge kullanımı uygulamasını kademeli olarak yaygınlaştırarak vergi kayıp ve kaçağını azaltıyoruz

Vatandaşlarımızın vergi dairesine pizza gitmeden işlemlerini dijital ortamda yapabilsinler diye yedi gün 24 saat hizmet verecek Türkiye dijital bereket dairesi uygulamasını başlatıyoruz.

Mükellef memnuniyetini sağlamak ve hizmet kalitesini artırmak için dijital vergi asistanı sistemini devreye alıyoruz.

Uluslararası yatırımcıların vergi hususunda karşılaştıkları sorunları da reform kapsamına aldık. Bu çerçevede ortaya çıkabilecek muhtemel sıkıntıları engellemek amacıyla çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarını revize ediyoruz

Birden fazla ülkeyi ilgilendiren meselelerin de karşılıklı anlaşma yöntemini daha yoğun şekilde kullanacağız yatırılacak güvenini ve vergideki öngörülebilirliği artırmak amacıyla peşin fiyatlandırma anlaşmalarını yaygınlaştırıyoruz.

VERGİ DENETİMİNDE HAKSIZ REKABETİ ÖNLEYEN MODEL 

Kamuya süresinde ödenmeyen borçların tek bir idare tarafından tahsil edilmesini sağlayarak vatandaşlarımızın sıklıkla karşılaştıkları problemlerden biri de daha çözüm getiriyoruz.

Vergi denetiminde standart öngörülebilir ve haksız rekabeti önleyen modellere geçiyoruz. Bu sayede vergi incelemelerinde sektörler ve konular itibari ile ortaya çıkabilen farklı uygulamaları ortadan kaldırıyoruz.

Özellikle dijitalleşmenin getirdiği hızdan faydalanarak mükelleflerimizin uzun süreye yayılan denetimlerden kaynaklanan sıkıntılarını da çözüyoruz.

Elektronik tebligat elektronik inceleme elektronik tutanak ve elektronik raporu içeren dijital vergi denetimi sistemini geliştirerek vergi inceleme sürelerini kısaltıyoruz.

KAMU ALIM İHALELERİNDE YENİ DÜZEN

Kamu harcamaları ile ilgili en önemli konulardan birini de kamu alımı ihalelerinde yapıyoruz kamu alımı ihalelerinde yeni ve dijital bir sisteme geçiyoruz önemli ölçüde azaltacağımız kamu alım ihalelerindeki istisnalardan muhafaza edilecekleri de disiplin altına alıyor ayrıca sektörel kamu alımları kanunu çıkarmak için de hazırlıklara başlıyoruz.

Kamu ihalelerine katılacak firmaların liyakat ve yetkinliklerini ihaleden önce objektif bir şekilde tespit ederek kamuoyuyla paylaşıyoruz, dijital olarak işleyecek bu sertifikasyon sistemi herkese açık olacaktır.

Bu sistem üzerinden yapılacak ihalelerin daha hızlı daha kolay ve daha az maliyetle gerçekleştirilmesini temin ediyoruz. Kamunun ekonomide ölçek oluşturma gücünden azami seviyede faydalanmak istiyoruz. Bu çerçevede kamu alımlarının yerli ürünlere yönlendirerek yurtiçi sanayinin gelişmesine çeşitlenmesine ve büyümesine katkı sağlıyoruz.

Stratejik sektörlerdeki ürünler için yerliliği artıracak teknoloji transferini sağlayacak alım garantilerinin önünü açıyoruz.

Kamunun ithal ürün kullanımını azaltmak için sanayileşme icra komitemizin çatısı altında merkezi izleme sistemi kuruyoruz. Oluşturacağımız ihale şartname havuzlarıyla kamu alımlarına standart getiriyoruz.

KAMU ÖZEL İŞBİRLİĞİ KANUNU

Şehir hastanelerinin en somut örneği, Kamu-Özel İşbirliği projelerimizin başarısı tüm dünyanın takdirini kazanmıştır. Bu uygulamayı bir üst seviyeye taşımak amacıyla Kamu-Özel İşbirliği Kanunu’nun çıkarılmasını planlıyoruz.

Böylece yatırımcıların tek bir kanun ile muhatap olmasını projelerim hukuki altyapısının güçlendirilmesini sektörler ve projeler arasında öncelikli hale getirilmesini süreçlerin daha öngörülebilir hale gelmesine hedefliyoruz.

Kamu İktisadi Teşebbüslerimizi günün ihtiyaçları ışığında reforma tabi tutmak üzere bir çalışma başlatıyoruz.Amacımız mevcut kamu iktisadi teşekküllerimizden güçlü ve rekabetçi küresel şirketler çıkartmaktır.

Hatırlanacağı üzere 2009 küresel krizini takip eden dönemde uyguladığınız politikalarla tüm dünyada takdir edilen bir başarı elde etmiştik. Bu dönemde de hayata geçireceğimiz kamu maliyesi reformları sayesinde yine pek çok ülkeden pozitif yönde ayrışarak yeni bir başarı hikayesi yazmakta kararlıyız.

Bu sene için yüzde 4,3’ten yüzde 3.5’e revize ettiğimiz bütçe açığı hedefine mali disiplinden taviz vermeden ulaşacağız.

“SALGININ DEVAM ETME RİSKİNİ GÖZ ARDI ETMİYORUZ” 

Bununla birlikte elbette salgının devam etme riskini göz ardı etmiyoruz Bütçede bu amaçla var olan mali alanı yeteri kadar genişleterek salgın ve benzeri fevkalade durumların gerektirdiği ihtiyaçları karşılamak için kullanacağız.

Öncelikli gündem maddelerimizden birisi de enflasyonla mücadele olacaktır. Hedefimiz tek haneli düşük enflasyon oranlarına ulaşmaktır.  Yatırımlar da öngörülebilirliği azaltan vatandaşımızın günlük hayatına olumsuz etkileri olan enflasyonla mücadeleyi ilk kez vermiyoruz.

GIDA FİYATLARI YAKINDAN TAKİP EDİLECEK
Enflasyondaki yükselmenin hem yapısal hem de dönemsel sebepleri vardır. Küresel gıda fiyatlarındaki yükselişi biraz önce değinmiştim. Ülkeler bu sene dünya genelinde beklenen kuraklık ve salgının sürüyor olması sebebiyle gıda stoklarını artırma eğilimindeler. Bu durum gıda fiyatlarında öngörülebilirliğini azaltıyor. Gıda komitesinin politika önerilerini şekillendirebilmesini ve piyasanın etkin çalışabilmesini temin için veri akışını sağlayacak bir erken uyarı sistemi kuruyor.

Erken uyarı sistemi üzerinden özellikle üretim toptan ve perakende aşamasında gıda zincirinin tamamı anlık olarak takip edilerek raporlanacaktır. Sistemin getirdiği anlık veri akışı sayesinde karar alma hızımız artacaktır. Gıda tarafında kayıp ve israfın azaltılması için de harekete geçiyoruz.

Tarlada ve hallerde kalan meyve ve sebzeleri piyasaya kazandıracak mekanizmaları geliştiriyor, bu ürünleri dijital tarım pazarına dahil ederek hızla alıcılarla buluşmasını sağlıyoruz.

Dijital tarım pazarı sayesinde her ölçekteki çiftçi ürünü için pazar bulabilecek tüketicimiz… İstediği kalitede ürün tedarik edebilecek. Tüm sebze ve meyvede soğuk zincirleri daha fazla destekliyoruz.

Gıda bankacılığı sistemini cazip hale getirerek yaygınlaştırıyor, tarımsal üretimde öngörülebilirliği artırmak fiyat dalgalanmalarının önüne geçmek için sözleşmeli tarım mekanizmaları geliştiriyoruz. İşlenmemiş gıda fiyatlarında aracılık maliyetlerinin düşürülmesine katkı sağlayacak Hal Yasası ile ilgili çalışmaları da hızla tamamlıyoruz.

Yıllık cirosu 500 milyon TL olan gıda sektöründe yaşanan israfı sadece yüzde 2 azaltsak 10 milyar liralık bir tasarruf elde etmiş olacağız.

Bu gelişme suni fiyat dalgalanmalarının da önüne geçecektir. Hiç şüphesiz enflasyonla mücadeleye sadece gıda fiyatları perspektifinden bakmıyor, enflasyonda risk oluşturan yapısal şokları değerlendirmek gerekli politikaları belirlemek ve yönetmek için fiyat istikrarı komitesini tesis ediyoruz.

Hazine ve Maliye, Sanayi ve Teknoloji, Enerji ve Tabii Kaynaklar Ticaret ve Tarım bakanlıklarının yer alacağı bu komitenin enflasyonla mücadelede etkinliği arttıracağını inanıyoruz.

FİYAT ARTIŞLARI HEDEF ENFLASYONA GÖRE YAPILACAK

Özellikle enflasyonla mücadelede beklentilerin yönetilmesi ve enflasyon adaletinin kırılması da özel bir öneme sahiptir bu amaçla kamunun yönettiği ve yönlendirdiği fiyatlardaki artışlar gerçekleşen enflasyon yerine hedef enflasyona göre yapılacaktır.

BANKACILIK SEKTÖRÜNDE YENİDEN YAPILANDIRMA 

Finansal istikrarın sağlanması ve finans sektörünün geliştirilmesi de öncelikli konularımız arasındadır. Türk bankacılık sistemi sermaye yeterliliği likidite kârlılık ve aktif kalite gibi finansal sağlamlık göstergelerinde pek çok ülkeye kıyasla güçlü bir görünüme sahiptir.

Sektörün sahip olduğu gücü koruyup bağışıklığını daha da kuvvetlendirmek istiyoruz. Salgının gecikmeli yansıyabilecek olumsuz etkilerini şimdiden bertaraf etmek ve bankacılık sektörünün aktif kalitesini daha da iyileştirmek üzere bazı tedbirler alıyoruz.

Bu tedbirlerin başında sorunlu kredisi bulunsa da yaşama şansı olan şirketlerin doğru yönlendirilmesi geliyor

Sıkıntı yaşayan şirketleri hayatta kalabilmelerini temin için bankacılık sektöründe operasyonel yeniden yapılandırma ve firma rehabilitasyon fonksiyonlarının oluşturulmasını teşvik ediyoruz.

KATILIM FİNANS SEKTÖRÜ TEK ÇATI ALTINDA TOPLANACAK

Ayrıca sorunlu kredilere yönelik girişim sermayesi fonlarının kurulması amacıyla mevzuat altyapısı oluşturuyoruz. Varlık yönetim şirketlerinin rekabetçi ve kurumsal bir yapıda faaliyet gösterebilmeleri için bu şirketlere uygulanan damga harç kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi istisnasını süresiz hale getiriyoruz.

Bankacılık sektörünün aktif kalitesini iyileştirirken borçlular için de daha hızlı esnek ve düşük maliyetli çözümler üretilmesini sağlıyoruz.

Katılım finans sektörünün gelişimini hızlandıracak bir kanuni düzenleme… O düzenlemeyle katılım finans sektörü tek çatı altında toplanırken sektöre yönelik bir merkezi danışma kurulu da hayata geçiyor…Uluslararası standartlarda bir katılım finans tahkim mekanizması kuruyoruz.

KARTLI ÖDEME SİSTEMLERİNDE YERLİ ‘TROY’ GÜÇLENECEK

Finans sektörünün kurumsal alt yapısını geliştirmek için de adım atıyor bu maksatla ülkemizin tüm kredi ve risk verilerinin toplandığı risk merkezine yeniden yapılandırıyoruz.

Kartlı ödeme sistemleri alanında ülkemizin markası olan Troy’u ayrı bir şirket çatısı altına alıyoruz. Amacımız bu alanda muadilleri ile rekabet edebilecek güçlü bir yerli markanın oluşmasını sağlayarak dışarıya ödediğimiz komisyonları azaltmak.

DİJİTAL PARAYA DÜZENLEME 

Dijital paranın ekonomik teknolojik ve hukuki altyapısını oluşturacak adımları atıyor, tüketici koruyacak bir gözetim mekanizması tesis eden, bankalarla müşterileri arasındaki ilişkileri daha şeffaf bir yapıya kavuşturuyoruz.

Finans sisteminin bir diğer saç ayağı olan sermaye piyasaları alanında da önemli düzenlemelerimiz olacaktır. Şirketlerin finansman ihtiyaçlarını özkaynak da yapmalarını teşvik ederek halka arz süreçlerini kolaylaştırıyor, sermaye piyasalarında ürün çeşitliliğini artırmak için proje finansmanı onu ve projeye dayalı menkul kıymetlere ilişkin düzenlemeleri tamamlıyoruz. Böylece altyapı ulaşım enerji haberleşme ve sağlık alanlarındaki projelerin sermaye piyasaları yoluyla da finanse edilmesini sağlıyoruz.

Hatta bu yatırımlara vatandaşlarımızın da iştirak edebilmesi mümkün hale getiriyoruz. Çevreye duyarlı yatırımların finansman imkanlarının çeşitlendiriryoruz. Uluslararası finans piyasalarında yoğun talep gören yeşil tahvil piyasasına dönük alt yapıyı oluşturarak bu ihraçları da teşvik ediyoruz.  Yenilenebilir enerji, içme suyu karbon emisyonunu azaltan elektrikli ya da hibrit ulaşım araçları gibi yatırımlar bu tür ihtiyaçlarla finanse edilebilecektir.

Reel sektör şirketlerimizin tahvil ihraçlarını özendirmek için tahvil garanti fonu kuruyoruz bu fob herhangi bir temerrüt durumunda yatırımcılara paralarının bir kısmını alma garantisi verecektir.

“İMKANLARDAN FAYDALANIP İSTİHDAMI ARTIRIN”

Sağlanan garanti sayesinde hem tahlil ihraç eden şirkette daha düşük maliyetletler çıkarabilecek hem de yatırımcı talebi artacaktır Şirketlerimizden kısaca özetlediğim bu imkanlardan en iyi şekilde faydalanarak işlerini geliştirmelerini büyütmelerini ve istihdamı artırmalarını bekliyoruz.

18 YAŞ ALTINA BİREYSEL EMEKLİLİK 

Finansal sektörün sigortacılık ayağını da ihmal etmeyerek bireysel emeklilik sisteminin derinleşmesine ve gelişmesine katkı sağlıyor.

Sektörün 18 senedir gösterdiği performans sisteminin halkımız gözündeki konumunu güçlendirmiştir. İçinden geçtiğimiz dönem bize bu alanda yeni reformların vaktinin geldiğini gösteriyor. Bireysel emeklilik sistemini çok daha geniş kesimlere yaygınlaştırıyoruz. Nüfusumuzun yüzde 25’ini oluşturan 18 yaş altındaki çocuklarımızın sisteme girebilmesinin önündeki engelleri kaldırıyoruz.

Böylece tasarruf alışkanlığı ve finansal okuryazarlık bilincinin küçük yaşlardan itibaren kazandırılmasını teşvik ediyoruz çocuklarımızın geleceğini güvence altına almak için bu süreci yüzde 25 devlet katkısı ile destekleyerek kamunun üzerine düşen sorumluluğu da yerine getiriyoruz. Sandık vakıf ve dernek gibi kuruluşlardaki emeklilik birikimlerini 2023 yılı sonuna kadar bireysel emeklilik sistemine aktarımını imkan veriyoruz.

Ayrıca sistemi eğitim sağlık ve hayat sigortaları gibi çeşitli tasarruf ürünleri entegre ederek uygun maliyetler ve devlet destekleri ile vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz.

“KİTLE FONLAMASI PLATFORMLARINI HAYATA GEÇİRİYORUZ”

Sermaye ve finans piyasalarında bir diğer önemli adımı genç girişimcilerimiz için atıyoruz. Gururumuzu kabartan bu gibi projeler aksamasın ve girişimcilik ekosistemi belirli bir olgunluğa erişsin diye kitle fonlaması platformlarını hayata geçiriyoruz.

Cari açıkla mücadelede üç temel politikayı takip edeceğim ilk olarak yapısal cari açığa odaklanıyoruz. İkinci önceliğimiz ihracatın tabana yayılmasını sağlayarak potansiyeli olup hiç ihracat yapmamış KOBİ’leri ihracata teşvik etmektir. Üçüncü ve son alanımız ise sanayide yeşil dönüşümü desteklemektir.

Kredi Garanti Fonu teminatı ile beşinci ve altıncı bölgelerde yapılacak imalata dayalı ithal ikamesini sağlayan ve ihracatı önceleyen yatırımları uzun vadeli cazip kredi destekleri veriyoruz.

CUMHURBAŞKANLIĞINA BAĞLI SAĞLIK ENDÜSTRİLERİ BAŞKANLIĞI

İmalat sanayimizi küresel değer zincirleri ne daha güçlü bir şekilde entegre etmek üzere hedef ülkeler özelinde destek programlarını uygulamaya koyuyoruz. Yenilikçi ve güçlü bir sağlık endüstrisinin geliştirilmesi amacıyla Cumhurbaşkanlığına bağlı Sağlık Endüstrileri Başkanlığı kuruyoruz.

Medikal cihazlardan bioteknolojik ürünlere kadar pek çok stratejik malzemenin yurtiçi imkanlarla rekabetçi bir şekilde geliştirilmesi ve üretilmesi çalışmaları bu Başkanlığın sorumluluğunda yürütülecektir.  Benzer şekilde Yeni gelişen teknolojiler de de söz sahibi olmak istiyoruz bilindiği gibi dijital dönüşüm ve yapay zeka temelli tüm teknolojilerin tabanında yazılım bulunuyor. Ekonomide rekabet gücü kazanma doğru veriye ulaşma veriyi analiz etme en uygun çözümleri geliştirme konusunda da yine yazılım teknolojilerine ihtiyaç duyuyor.

CUMHURBAŞKANLIĞINA BAĞLI YAZILIM VE DONANIM ENDÜSTRİLERİ BAŞKANLIĞI

Ülkemizin bu alandaki kabiliyetleri geliştirmek istihdamını teşvik etmek ve küresel rekabet gücü kazanmak için Cumhurbaşkanlığı himayesinde bir de Yazılım ve -Donanım Endüstrileri Başkanlığı kuruyoruz.
Bu iki yeni yapı, tıpkı savunma sanayinde olduğu gibi sağlıkta ve yazılımda yerlilik oranlarının artmasına hizmet ederek yurt içi ekosistemi besleyecek ve ülkemize yeni üstünlük alanları kazandıracaktır.

KALFALIK ÜCRETLERİ YÜKSELİYOR

Türkiye gücünü genç ve nitelikli insan kaynağından alan bir ülkedir. Taşı sıksa suyunu çıkartacak enerjiye sahip dinamik üretken kabiliyetli ve kıpır kıpır bir gençliğimiz var. Bu evlatlarımızın istihdamını artırmak ve yeteneklerini geliştirmek için kolları sıvıyoruz mesleki eğitim merkezlerini gençler için cazip kılmak amacıyla çocuklarımızın kalfalık döneminde aldıkları ücretler yükseltiyoruz.

Bu merkezlerde eğitim gören öğrencilerin ücretlerini tam olarak üstleniyor ve sanayici üzerindeki yükü kaldırıyoruz. İş gücümüzü geleceğin alanlarına bugünden yönlendirmek için sektörel beceri haritaları oluşturuyor geleceğin mesleklerinde yeni iş imkanları oluşturmak için İşkur desteklerin de vizyona gidiyoruz. Gençlerin dijital yetkinliklerini geliştirebileceği uzun dönem staj programları destekliyoruz.

İŞÇİ ALANA 100 BİN LİRA KREDİ 

Mevcut teşviklerinin etkinliklerini gözden geçirerek mükerrerliği sebep olan uygulamaları belirliyor sistemde sadeleştirmeye gidiyoruz. İstihdam piyasalarında oluşturduğu tahribatı gidermek için ilave finansman desteği adıyla yeni bir destek modeli getiriyoruz yeni destek likidite sıkıntısı çeken mikro ve küçük ölçekli firmalarımız bunlardan faydalanabilecektir.

Buna göre firmalar istihdama kattıkları her bir ilave kişi için kredi garanti fonu kefaleti ile 24 ay vadeli ilk altı ayı ödemesiz 100 bin liralık kredi kullanabilecek.

En fazla beş kişiye kadar olan uygulamada taahhüdünü yerine getiren bir firma ilave istihdam için yıl boyunca ödediği sosyal sigorta ve işsizlik sigortası primlerini kredi finansman maliyetinden düşebilecek.

Bir başka ifadeyle istihdam oluşturan firmalar bankalardan çok daha düşük finansman maliyeti ile kredi kullanma imkanına kavuşacaklar. Ücret desteğinden yararlanıp çalışanını tekrar istihdama dahil eden işverenler gereken şartları taşımaları durumunda ilave istihdamı finansman desteğini de kullanabilecekler.

AYNI ANDA 4 YERDE YÖNETİCİ OLUNAMAYACAK

Ekonomideki tüm gelişmeleri yakından izlemek ve yönetmek amacıyla iki yeni yapı kuruyoruz bunlardan birincisi Cumhurbaşkanı yardımcımızın başkanlığında çalışacak Ekonomi Koordinasyon Kurulu’dur.

İkincisi ise Hazine ve Maliye Bakanımızın başkanlığında faaliyetlerini yürütecek finansal istikrar komitesidir. Yeni oluşturacağımız bu yapılarla ekonomi ve finans politikalarımızda şeffaflığı öngörülebilirliği ve koordinasyon artırarak iletişim mekanizmalarını güçlendiriyoruz.

Kamu yönetimine olan güveni en üst seviyeye çıkarmak alınan kararların kalitesini artırmak için en üst düzey kamu görevlerine atanmada aranan mesleki tecrübe şartlarını güçlendiriyor, kamu görevlileri kadrolarına bağlı pozisyonları dışında en az da bir kurumun yönetim veya denetim kurulularında görev alabilecek.

Türkiye İstatistik Kurumu’nu ilişkili kuruluş haline dönüştürüyoruz diğer yandan üretken yatırımların artmasını sağlamak için özel sektörde öngörülebilirliği güçlendirecek adımlar atıyoruz.

Yatırımcıların kamu uygulamalarından kaynaklanabilecek risklerini en aza indirerek asli işlerine yani yatırıma üretime istihdama ve ihracata odaklanmalarını sağlıyoruz.

Özel kesim yatırımlarını kolaylaştırmak ve hızlandırmak için yatırım uyuşmazlığı kurumunu faaliyete geçiriyoruz. Oluşturacağımız bu yeni sistem sayesinde yatırımcının idare ile karşılaştığı ihtilaflı konular hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulacaktır.

SÖZCÜ