İstanbul’un çarşı ve bedestenleri
6 min readKAPALIÇARŞI
Nuru Osmaniye, Mercan ve Beyazıt arasında yer alan Kapalı Çarşının, Fatih Sultan Mehmet döneminde 1460 yılında yapımına başlanmış 250 yıllık süreçte gelişerek büyümüştür. Günümüze kadar çeşitli deprem ve yangınlar geçiren çarşı, 1894 yılındaki depremde yıkılınca, Sultan Abdülhamid döneminde inşaatı dört yıl süren çalışma ile bu günkü şeklini almıştır. Çarşıda, mücevher, kıymetli maden, kürk ve murassa gibi değerli eşyalar ve devlet hazinesi muhafaza edilmekteydi. Kapalı çarşı kuşluk vakti dua (salaten tüncina) ile açılır ikindiye kadar açık kalırdı, değerli malların satışı Perşembe günleri yapılırdı. Kapalı Çarşı da 30.700 metrekare alanda, tonozlu 66 cadde ve sokak, 24 kapı, 2 bedesten, 5 Camii, 1 Mektep, 7 Çeşme, 10 Kuyu, 1 Sebil, 17 Han, yaklaşık olarak 4000 dükkan yer almaktaydı. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Kapalıçarşı da 17. yüzyılda, 4399 dükkan, 2195 hücre, 497 dolap, 2 lokanta, 12 mahzen, 1 hamam, 1 cami, 10 mescid, 16 çeşme, 8 tulumbalı kuyu, 24 işhanı, 1 mektep ve 1 türbenin olduğunu belirtmektedir. Tarihteki adı Çarşu-yı Kebir (Büyük Çarşı) olan Kapalı Çarşı’nın çekirdeğini oluşturan ve Bizans dönemine ait olduğu düşünülen ilk bedestenden İç Bedesten yani Cevahir Bedesteni (Bedesten-i Atik) Ayasofya’ya gelir getirmek amacıyla 1460 yılında inşa edilmiştir. Bu Bedesten 48x 36 metre ölçülerinde, 8 masif ayağa oturan 15 tuğla örgülü kubbeli dikdörtgen planlıdır. 2. önemli yapısı Yeni Bedesten diğer adıyla Sandal Bedesteni (Bezzasistan-ı Atik) ise 1545-1550 yılında geçirdiği onarım sonucunda eklenmiştir.12 fil ayağı üzerinde 20 tuğla örgülü kubbeli ve 40×32 metre ölçülerindedir. Diğer bölümler birbirine simetrik olmayan, geçirdiği deprem ve onarımlar ile birlikte yapılan ilavelere göre şekillenmiştir. Her iki bedestenin duvarlarında bulunan demir kasalarda değerli mallar, mücevher ve para saklanırdı. Kapalıçarşının Beyazıd yönündeki kapısının üstünde “Elkasib Habibullah” kitabesi ve Sultan 2. Abdülhamid Han’ın Tuğrası, Nur-u Osmaniye Camii istikametindeki kapısı üstünde kitabe ve Osmanlı Devleti’nin arması bulunmaktadır. Kapalı Çarşı tarihi süreç içerisinde geçirdiği deprem ve yangınlar sonucunda bir çok kez onarılmıştır.1766’da Mimar Ahmed Ağa, 1894 depreminde Sarkis Balyan’ın da içinde bulunduğu mimarlar tarafından onarılmıştır. 20.yüzyılda 1956, 1979’lu yıllarda restorasyon gören çarşıda restorasyon çalışmaları devam etmektedir.
Bu büyük çarşıdan başta altın kuyum olmak üzere, gümüş ve değerli taşlardan takı, halı ve kumaş, antika ve hediyelik eşya almak mümkündür. Kapalıçarşı’yı ziyaret etmek İstanbul’un tarihi havasını solumanızı ve ekonomik dinamiğine şahit olmanızı yani İstanbul’u kapalı bir çarşı içinde yaşamanızı sağlar.
Ahunbay Z.,A.Batur,N.Z.Gülersoy, T.Kılınçaslan, D.Kuban, M.Ahunbay, A.Ağır, G.Köksal, İstanbul Mimarlık Rehberi, Tarihi Yarımada, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, İstanbul, 2015,s.104-105
MISIR ÇARŞISI
Bizans döneminde Makro Envalos adında bir çarşının bulunduğu ve bu çarşıda Venedik ve Cenevizlilerin ticaret yaptığı rivayet edilmektedir. Mısır Çarşısı Yeni Cami Külliyesi’nin bir parçası olarak 1660 yılında IV.Mehmed’in annesi Turhan Sultan tarafından Hassa Baş Mimarı Kâzım Ağa’ya yaptırılmış ve 1664 yılında Hassa Baş Mimarı Mustafa Ağa tarafından tamamlanmıştır. Önceden Valide Çarşı yahut Yeni Çarşı isimleriyle bilinirken, Mısır’dan alınan vergilerle inşa edilen çarşı 18.yüzyıldan itibaren bu isimle anılmaktadır. Mısır Çarşısı olarak anılmasının bir diğer sebebi de satılan ilaç ve baharatların büyük bir kısmının Mısır’dan getirtilmesidir. Yapı çarşı haline geldikten sonra aktar ve pamukçu esnafına tahsis edilmiştir. Altı kapısı olan çarşının, Balıkbapazarı, Hasırcılar ve Ketenciler kapısı aktarlara, Yeni Camii, Haseki ve Çiçek Pazarı kapısı pamukçulara ayrılmıştır. Bu dönemde bulunan 100 adet dükkanın 49 adeti aktarlara, geri kalan pamukçu ve yorgancı esnafına verilmiştir. Zaman içerisinde kapıların ismi değişmiştir. Eminönü Kapısı (Yeni Cami Kapısı), Balıkpazarı Kapısı (Tahmis Kapısı-Hasırcılar Kapısı), Ketenciler kapısı (Tahtakale Kapısı), Çiçekpazarı Kapısı, Yeni Cami Kapısı(yine Çiçek Pazarı Kapısı) ve 13 bahçe kapısı isimleri verilmiştir. Çarşıda aktarlara ait olan dükkanların ön bölümünde ahşap peyk, arka kısımda ise depo ve imalathane yer alırdı. Bazı dükkanların saçaklarında dükkanı simgeleyen bir sembol (yangın kulesi, küçük bir kayık, devekuşu yumurtası, makas, püskül vb) ile tanınmaları kolaylaşırdı. Mısır çarsısındaki esnaf, drog (hayvan ve bitkilerden kurutularak elde edilen ham madde) ve baharatı dış ülkelerden getiren Yahudi tüccarlardan toptan alır halka ve küçük esnafa perakende olarak satılırdı. Mısır Çarşısı’nda 1691 tarihinde çıkan yangında büyük hasar meydana gelmiştir. Çarşı, 1943 ‘te yapılan onarımla tekrar açılmıştır. “L” plan şemasına sahip yapıda toplam 86 dükkân yer almaktadır. Haseki Kapısı İki katlı olup üst katı mahkeme olarak kullanılmıştır. Çarşı, 1940-1943 yılları arasında ve 2015-2018 tarihleri arasında restorasyon görmüştür. Bu çarşıda dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen baharat çeşitlerinin yanı sıra hediyelik eşya bulmak da mümkündür.
Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Tarih Vakfı, 1993,Cilt 5,s.449;
G.Özdeş,Türk Çarşıları,İstanbul,1953,s.35-36
ARASTA ÇARŞISI
Sultan Ahmet Camii’nin hemen arkasında, asıl adı Sipahiler Çarşısı olan Arasta Çarşısı Sultan Ahmet Camii, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi, Topkapı Sarayı ve Büyük Saray Mozaikleri Müzesini gezmeye gelen turistlerin en çok uğradığı mekanlardan birisidir. Eski zamanlarda sipahilerin ihtiyacı olan malzemelerin ticareti yapılan çarşıdan günümüzde pek çok hediyelik eşya almak mümkündür.
SAHAFLAR ÇARŞISI
Kapalı Çarşı’nın Fesçiler Kapısı ile Beyazıt Camii arasındaki sahada yer alan Sahaflar Çarşısı kitap kurtlarının ve İstanbul’a gelen turistlerin vazgeçilmez mekânlarından biridir. Sahaflar Çarşısında eski kitap ve yayınların yanı sıra güncel yayınlar bulunmaktadır.
Detaylı Bilgi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/sahaflar-carsisi
HORHOR ANTİKACILAR ÇARŞISI
Horhor Antikacılar Çarşısı; 1981 yılındaki Kuledibi Eskici Pazarının yanmasından sonra Aksaray’da İlkokul binası olarak 1981 yılında inşa edilen binaya taşınmıştır. İkisi zemin katta olmak üzere toplam 7 kattaki münhal 214 dükkân ile haftanın 7 günü saat 10.00-18.00 saatleri arasında antika tutkunları ve turistlerin gözde uğrak yerlerinden biri olmaya devam etmektedir.
ÇUKURCUMA
Adını Boğazkesen Caddesi ile Altıpatlar Sokağı arasındaki Çukurcuma Caddesi’nden, Çukurcuma Camii’nden ve aynı isimle anılan sokaktan alır (*). İstanbul’un Beyoğlu semtinde bulunan tarihi Çukurcuma eski evleri renkli sokakları ve antikacı dükkanları ile yerli ve yabancı turistlerin gezi rotalarında kendine yer buluyor.
*Üsdiken, B. (1994) Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C:2 S:539.
KADINLAR PAZARI
İstanbul’un Fatih Semtinde bulunan tarihi niteliği haiz olan ve günümüzde yöresel ürün ve lezzetlerin bulunduğu pazardır. Yerli ve yabancı televizyonlarda belgesel programlarına konu olmasının ardından turistlerin gözde ziyaret mekânlarından biri haline gelmiştir.